Üçüncü Göz

Üçüncü bir gözüm varmışcasına yaşadığımı hissediyorum. Bir fener gibi yoluma ışık tutan, daha zamanı gelmeden ne olacağını bilebilen.. Bazen önümde, bazen arkamda.. Sanki bir melek; omzumda.. “Allah’ım bana bir yol göster” diye haykırdığım en zor anımda; karşımda..

Bazen bir rüya görürsün; gerçek gibi kanlı canlıdır. Sonra zamanı gelince yaşarsın rüyanda gördüklerini. Başlarda şaşırtıcıdır bu durum, şaşırarak anlatırsın; ben bu olayı rüyamda görmüştüm diye. Ya da rüyandan sonra dostlarına ” bakın böyle böyle olacak” diye anlatırsın,  kimse inanmayabilir fakat gün gelir gerçek olur.. Ya da rüyanda görmezsin de içinden bir yerlerden  öyle olduğunu bilirsin, hissedersin; eğer duyabiliyorsan o sesi dinlemen lazım, o senin içinden bildiğin her zaman doğrudur..

Otuz sene sonra anlıyorum ki; önceleri ürküten altıncı his aslında bir nevi yetenek, güzel paketlenmiş bir hediye.. Ne mutlu bana ki bir göze daha sahibim.

Ateş

 

Sevgisizleştiğine, arsızlaştığına inandığım dünyadan bir çift ateş sıçrıyor gözlerime bir gün; aniden. Kalakalıyorum önce; ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemez şekilde..

Nasırlı kalbimin derisini soyarak eline alıyor. Bildiğim bütün gerçeklikler şekil değiştiriyor, hayal ile gerçek birbirine karışıyor. Hayatımın her bir karesini gözümün önünden geçiriyorum. En yoğun gerçekliğimi, en katıksız halimi paylaştığım sevgilim.. Seni seviyorum…