Tırnak Bakımı

Bebek bakımıyla ilgili bugüne kadar en zorlandığın kısım nedir diye sorsalar tırnak kesmek derim. Ayak tırnaklarını kesmeye 6aylık olduğunda falan başlanıyor zaten ve yavaş uzuyorlar sonrasında da ama el tırnakları öyle değil; yeni doğduğunda bile uzun olabiliyor ve yeni doğanın minnak minnak tırnaklarını kesmek hiç de kolay olmuyor.

Zamanla bu işin de üstadı olunuyor zira haftada 2 ya da 3 kere tırnak kesmek gerekiyor fakat Can yeni doğduğu dönemde daha nasıl tırnak kesmem gerektiğini keşfetmemişken bir vukuatımız oldu sana onu anlatayım. Bebek için satılan normale göre daha küt tırnak makasları oluyor, bebek mağazalarında oluyor. Bu tırnak makasıyla Can’ın bir yerini kesmek mümkün değil sanardım ama öyle değilmiş, ne de olsa o da makas. Ben bir gün gözümü kararttım ve keseceğim bu tırnakları dedim hem de Can uyanıkken. Bunun büyük hata olduğunu sonradan anladım. Tırnak kesmede en önemli kural bu işlemi bebek uyurken yapmakta. Ben o gün zar zor 9 tırnağı kestim tam oh bir tane kaldı derken (en sona başparmağı saklamıştım) sonuncu tırnağı keserken Can çok kıpırdandığı için (haliyle 😉 )araya giren eti farkedemedim ve parmağının ucunu da kestim biraz. Sana o andaki korkumu ve endişemi anlatamam, parmağı kanamaya başladı tabi ve Can ağlamaya başladı; ıslak mendille oraya bastırıp sildikçe daha çok kanadı. Bir Pazar günüydü, eşime seslendim panik halde, “hastaneye mi götürsek durmuyor kanama” diyerek, o derece panik olmuşum. Parmağın fotoğrafını çekip görümceme gönderdik(görümcem çocuk dr u) o da “sakin olun bir şey olmaz durur birazdan kanaması, ıslak mendil koymayın” dedi de öyle sakinleştim. O olaydan sonra herkesin dediği gibi Can’ın el tırnaklarını uyurken kesmeye başladım. Yeni doğduğu dönemden beri gündüz saatleri arabasıyla dolaşmaya çıktığımızda Can genelde uyur. Eve dönüşte, arabasından çıkarmayıp evin girişinin orada eğer tırnaklardan kesilecek kıvama gelen varsa tırnak operasyonu yapıyorum. Bebek uyurken eğer ki uykuya daldıysa ve uyanma saati henüz gelmediyse tırnaklarının kesilmesi işlemi sırasında uyanmıyor ama tabi güvence veremem bazen uyanabiliyor 🤗 Zaten genelde her seferinde tüm tırnaklarını kesmek gerekmiyor, sadece uzayanları kesmek yeterli oluyor. Tırnak keserken dikkat etmen gereken ikinci nokta da tırnakları düz kesmek; yani tırtık tırtık sivri yerleri kalmasın ki yüzünü çizmesin.

Yeni doğan döneminde ellerine takılan eldivenlere gelince.. Yanlış hatırlamıyorsam bir tek yeni doğduğunda hastanede kullandık onlardan. Can evde denediğimizde istemedi; bana da onları takmamak daha mantıklı geldi. O eldivenler belki bebeğinin yüzünü çizmesini engelliyor ama örneğin meme emerken memeye dokunmasını da engelliyor. Aynı şekilde kendi ellerini, parmaklarını tanımasını, hissetmesini geciktiriyor. Ben o eldivenleri olabildikçe takmamanı öneriyorum. Takmamanın tek riski bebeğinin yüzünde oluşabilecek çizikler; zira ne kadar tırnak bakımı yapsan da arada bebeğin yüzünü çizebiliyor. Bu çizikler de bir iki gün içerisinde geçiyor.

Tırnak bakımında sana kolaylıklar, bebeğine de yüzü çiziksiz günler dilerim ❤️

Beslenmede Ek Gıdaya Geçiş

Can 6. Ayını doldurduğunda çocuk doktorunun da onayıyla ek gıdaya başlangıç yaptık. Ek gıda konusu hassas bir konu, bebekten bebeğe ve doktordan doktora yöntem değişebiliyor. Ben kendi uygulamamızı anlatacağım, kendi bebeğine uygulamak istersen senin bebeğine uygun mu diye bebeğinin doktoruyla beraber karar vermeni tavsiye edeceğim.

Biz blw ve klasik yöntem bir arada ilerliyoruz. Daha çok blw ama kaşık tanıması adına klasik yöntem destekli. Klasik yöntem dediysem çorba daha hiç yemedi yanlış anlaşılmasın. Çorbalar bir yaşından sonra. Şu anda midesini çorba ile doldurmuyoruz, önce gıdaların tek tek tadını alması gerekiyor. Klasik yöntemden kastım elma ve armut püresi ki onlarda da Can kaşığa saldırıp illa ki kendisi tutmak istiyor. Blw’nin amacı çocuğun büyürken kendi yemeğini kendi yemesine katkıda bulunmak ve onu bu yolda güçlendirmek.

Blw’nin açılımı “baby led weaning” (Türkçe’ye “bebek liderliğinde beslenme” olarak çevriliyor). Bebeğin destekli olarak oturabilir pozisyona geldiğinde bu yönteme uygun önerilen gıdaları uygun şekilde haşlayarak parmak gıda olarak önüne koyman anlamına geliyor.

Blw hakkında daha faZla bilgi almak için şu kitabı okumanı tavsiye ederim. Ayrıca facebook kullanıyorsan “Blw Türkiye” grubuna da üye olmanı tavsiye ederim. Bu yöntemi kullanan anneler bebeklerinin videolarını ekliyorlar; ilk zamanlar sana çok yol gösterici ve moral verici oluyor.
Blw yaparken dikkat etmen gerekenleri özetlemek isterim:

1.Bebeğin henüz destekli oturamıyor ise blw ye başlama. Uygun zamanı bekle. Altıncı ayını dolduran her bebek blw yapabilir diye bir şart yok. Örneğin bebeğin prematüre doğduysa altıncı ayını doldurduktan sonra erken doğduğu hafta kadar haftayı üzerine ekleyip blw ye başlayacağın haftayı hesaplayabilirsin. Doktoruna da danışmayı unutma.

2.Blw yaparken bebeğin mama sandalyesinde dik olarak oturuyor olmalıdır ve sen de hemen yanında oturmalısın. Sakın bu esnada bebeğini yalnız bırakıp içeri gitme, hep yanında dur. Hatta önerilen senin de o yerken bir şeyler yemen. Hem seni gözlemleme şansı oluyor hem daha iştahlı yiyor. Bebeğinin yerken onun önündeki sebze/meyveden az bir parça alıp abartılı seslerle “mmmmm çook güzeeel” diyerek yersen onun daha çok ilgisini çekecektir bu yöntemi de yemediği zamanlarda deneyebilirsin.

3.Blw için önerilen sebze ve meyveler bebeğinin yiyebileceği aya uygun ve mevsimine uygun olarak hazırlanmalı. Örneğin altıncı ayı Nisan ayında dolan ve blw ye başlayan bir bebek için enginar 10dk haşlanarak (ben philips avent bebek için haşlama aparatı kullanıyorum çok memnunum tavsiye ederim) bebeğe verilebilir. Mevsimi olmayan veya bebeğe alerji yapma olasılığı olan sebze ve meyvelerin bebeğe verilmesi önerilmiyor.  Hangi ayda hangi sebze/meyveyi yiyebileceği blw kitabında yazıyor. Çocuk dr un da bu konuda yardımcı olacaktır.

4.Haşlama süresini sebze/meyveye göre kontrol ederek karar ver. Ne çok sert olmalı ne de çok yumuşak. Bebeğin çiğnemesi gereken bir yiyecek olduğunu anlamalı. Baş parmağın ve işaret parmağınla yiyeceği sıkarak damağıyla ezebilecek kıvamda olup olmadığını kontrol edebilirsin.

5.Bebeğine sebze/meyveyi verirken mama sandalyesinin üzerinde hiç bir şey bulunmamasına dikkat et. Tabak üzerine koyarak değil direk mama sandalyesi üzerine koyarak sebze/meyveyi sun.

6.Bebeğine sebze/meyveyi çok küçük ya da çok büyük parçalar halinde kesme. Avucunun iki yanından taşacak büyüklükte olması normal.

7.Bebeğinin ana öğününün emiyorsa süt emmiyorsa mama olduğunu unutma. Ek gıdayı fazla fazla yemesini bekleme. Sebze ve meyveleri tanıması için ona fırsat ver ve zorlama. İstemediği anda kaldır. Masada en fazla 20dk. otursun.

8.İlk hafta sebzelerle başla. Tatlıya hiç baştan alışmasın, onu zaten sevecek. Ben meyvelere sebzelerden birkaç gün sonra başlamıştım.

9.Sıvı gıdaları kaşıkla verme, ona uygun bir bardakla vermeye çalış. Sütünü biberonla içebilir fakat örneğin ben anne sütünden her gün yoğurt yapıyorum(tarif başka bir post konusu); o yoğurdu Can kendi küçük Paşabahçe cam bardağında içiyor. Tabii bardağı ben tutuyorum ama ona da kenarlarından tutması için izin veriyorum. Suyunu da aynı şekilde bardaktan içiyor.

10.Sabırlı ol. Sebze meyvenin tümünü yemesi için ısrar etme. Gerektiği kadarını yiyecektir. Bebeğine güven.

11.Yemek masasında oyun oynama. Onun önüne yemek ile ilgisi olmayan oyuncaklar ya da telefonunu verme. Yemek zamanı yemek yenileceğini anlasın. Yemek masasında yemeği dışında kendi kaşığını ya da diş kaşıyıcılarını verebilirsin(diş çıkarma döneminde çok ihtitç oluyor).

12.Yemek masasında TV açma. Yemek sırasında dikkati dağılmasın.

13.Yemek yerken öksürmeye başlarsa önce ona ağzındakini çıkarması için fırsat ver. Ağzındakini çıkaramıyor gibi olursa masasından alarak kucağında öne doğru yatır (bu konuda ilkyardım videoları izlemeni tavsiye ederim. Umarım hiç gerek kalmaz ama yine de önlem açısından bilmekte fayda var).

14.Bebeğin iki yaşına gelinceye kadar yemeklerine hiç şeker, tuz, salça ekleme. Şekersiz pankek gibi tarifler var onlardan yapabilirsin bebeğin biraz büyüdüğünde. Şeker yemesi hiçbir zaman doğru değil zaten; ama ilk iki sene yememesi şekere alışmaması açısından da kritik. Biz bebekken muhallebi yaparmış annemler, artık muhallebi yerine yoğurt var. Yoğurdu da meyveyle değil sade olarak tüketmeye alışsın.

Can’ın bir günlük ek gıda alım örneği; sabah 09:00’daki süt öğününden yaklaşık yarım saat sonra meyve öğünü var; 13:00’deki süt öğününden yaklaşık yarım saat sonra sebze öğünü var. Akşamüzeri 16:30 gibi yoğurdunu yiyerek günlük ek gıda alımını tamamlıyor. Can’ın yediği sebzeler(avokado dışındakiler haşlanıyor): havuç, brokoli, patates, avokado, bal kabağı, enginar, taze soğan, taze sarımsak, pırasa, kereviz.

Can’ın yediği meyveler: Elma(çiğden rende), armut(çiğden rende), kuru kayısı(haşlıyorum 3dk), ayva(haşlıyorum 10dk).

Sekizinci ay kontrolünde beslenmesine kahvaltı öğünü de eklendi. Kahvaltı öğününde yumurtanın sarısının 8de biri ve ev yapımı peynir yemeye başladı. (Ev yapımı peyniri de yoğurtla beraber ayrı bir postta anlatacağım). Balık ve kıyma da tadımlık yemeye başladı 🤓

Bebeğinle beraber bol keyifli yemekler dilerim. Sevgiyle kal.

Can gelmeden önce

Can evliliğimizin 8.yılında dünyaya geldi. İnsanlara uzun gelirdi bazen bu süre, sorarlardı “çocuk düşünmüyor musunuz?”diye. “Henüz düşünmüyoruz. Zamanını bekliyoruz” derdim. “Hiç bir zaman beklediğin o zaman gelmeyecek; hiç hazır olmayacaksın” demişti bir tanıdığım. O zaman da katılmamıştım bu fikre, hala da katılmıyorum. Can biz ona hazır olduğumuz zamanda geldi. Tam zamanında doğdu. Keşke daha önce doğursaydım hiç demedim.
Can gelmeden bir sene önce bir düşük acımız oldu. Allah kimseye o acıyı yaşatmasın; çok üzüldük. Zor bir süreçti. Sonrasında yeniden bebek istediğimizde ve Can’a hamile kaldığımda aynı şeyi tekrar yaşamaktan korkuyordum. Korkuların gerçekleşebileceğine de inanıyor, bu sefer daha da çok korkuyordum. Korkumu yenmek ve içinde bulunduğum olumsuz durumdan kurtulmak için her korku hissettiğimde olumlama yapmaya başladım. Yaptığım olumlama; geleceği sırasıyla gözümün önüne getirmek idi. Sırasıyla aşağıdaki adımları gözlerimin önüne getiriyordum.
1.Kendimi hamile hayal ediyordum. 2.Doktorumu görüyordum, “En riskli dönemi geride bıraktın, artık daha rahat” diyordu. 3.Karnımı iyice büyümüş görüyordum, ama karnımın kocaman olmasına rağmen her zamanki gibi hareketliydim ve eşimle gülüşüyorduk.
4.Bebeğimiz sağlıkla doğuyordu.
5.Bebeğimiz emekliyordu, ben de peşinden koşturuyordum.
Bu olumlamayı her yaptığımda yaşadığım korkuyu unutuyor, olumlu bir ruh haline giriyordum.
Eğer ki bebeğin olsun istiyorsan;
1.Eşin de sen de gerçekten hazır olmalısınız. Biriniz henüz hazır değil ise doğru zamanı beklemelisiniz.
2.Olumsuz duygularından arınmaya çalışmalısın. Benimki gibi olumsuz bir anın mı var, olumsuzluk ve korku hissettiğin her an olumlama yapmalısın.
En başta çok sık bu duyguları hissedip olumlama yaptığında çok fazla yaptığına üzülmemeli; içinde bulunduğun durumun gitgide olumluya döneceğine ve olumsuz ruh halinden bir gün kurtulacağına inanmalısın.
3.Eğer ki doktorun izin verirse hamile yogası yapabilirsin. Yoga hem olumsuz duygularını nötrleştirmeye yardımcı olacak hem de hamilelik döneminde daha hareketli, daha huzurlu ve daha mutlu olmanı sağlayacaktır. Can’ın böyle huzurlu bir bebek olmasında 39. Haftaya kadar yaptığım yoganın çok faydası olduğuna inanıyorum.
4.Sevdiklerinden ve hayvan dostlarından yardım alabilirsin. Kedin, köpeğin varsa bu dönemde enerjileri ile hep karnına yakın olmak isteyeceklerdir; dikkatli olarak onlara izin verebilirsin.
5.Her gün aynı klasik müziği dinleyebilirsin. Bebeğin doğduğunda bu müziğe aşina olacaktır ve en çok o müzikle rahatlayabilir.
Bu özel dönemi olabildiğince keyifle, neşe ve coşku içinde geçirmeni dilerim. Unutma ki sen ne kadar rahat, huzurlu ve mutlu bir hamilelik dönemi geçirirsen bebeğin de karnında o kadar rahat eder ve doğduğunda da huzurlu bir bebek olur.
Sevgiyle kal ❤️