Bebeğime şeker vermeli miyim?

6.ayını doldurarak katı gıdalarla tanışan bebeğin, beyaz şeker içeren tatlıları yiyebilir mi? Şekerli neler yiyebilir, neler yiyemez?
1.Bebeğine muhallebi/puding yerine ev yapımı yoğurt yap, sade yoğurdu tüketmeye 6aylıktan itibaren alışsın. İçine meyve atma, yoğurdunu sade yesin. Damak zevki bu yönde gelişsin.
2.Bebeğine arada muhallebi/sütlaç yapabilirsin ama içine asla şeker koyma. İçine organik hurma/organik kayısı/organik incir koyabilirsin ya da vaktin yok ise minibee den sipariş ver hurmalı sütlacın evine gelsin. Hem de siparişin üzerine yeni yapılsın; üstelik de tamamen organik.
3.Yediğin şeker içeren tatlıdan bebeğin sen yerken seni izliyor diye asla tattırmamalısın. O her şeyi merak ediyor. Faydası olmayan tatlıyı yemesi ona şeker alışkanlığı kazandırabileceği için sakın verme. Tatlını mümkünse bebeğinin meyve/sebze saatinde ya da o uyurken ye.
4.Bebeğin biraz büyüdüğünde, misafirlikte ya da dışarda bebeğine tatlı kurabiye, külah ya da dondurma vermek isteyenler olabilir. Kesinlikle kabul etme. Şekerli gıda yemediğini, sağlıklı beslendiğini söyleyebilirsin.
5.Bebeğin dondurma yesin, tadına baksın istiyorsan anne sütünden ya da bildiğin güvenilir bir sütten evde dondurma yapabilirsin. Şekersiz taylı tarifleri için buraya bakabilirsin.
6.Bebeğin henüz yeni katı gıdaya geçtiyse ve yaz mevsimi değilse çok meyve seçeneğin olamayabileceği için organik kuru kayısıyı 3dk haşlayıp, soğutup ortasından ikiye keserek ona verebilirsin. Can kuru kayısıya bayılır.
6.Bebeğin kendi ayına uygun mevsim meyvelerini gerektiği kadar yiyebilir. Ayına uygun ne yiyebilir diye düşünüyorsan BLW sitesinden inceleyebilirsin. Ben de Can’ın yediği meyvelerden örnekler vererek açıklayayım.
Can Şubat ayında 6.ayını doldurdu, biz BLW (baby led weaning)ile katı gıdaya geçtik. Ama aynı zamanda geleneksel kaşıkla beslenme de öğrensin diye arada uygulamaya çalıştık. İlkbahar gelene kadar fazla meyve seçeneği olmadığından meyve saatinde önce haşlanmış elma/haşlanmış armut/haşlanmış kuru kayısı parçalar halinde yiyordu (dilim olarak soyulmuş şekilde önüne koyuyorsun. Başlangıçta haşlanmış (parçalanmayacak kadar haşla) olması gerekli. Can haşlanmış elma ve haşlanmış armutu pek sevmiyordu. O biraz yedikten sonra cam rende ile rendelediğin elma ya da armuttan da veriyorduk. Meyveler haşlandığında vitaminlerini kaybettiğinden rende de öneriliyor. Ya da rendeleyecek vaktin yoksa minibee den organik meyve püreni sipariş verebilirsin. Rendelediğin miktar başta dörtte bir iken zaman içerisinde yarıya çıkıyor. Sonrasında ise rende işlemini tamamen bırakabilirsin. Can yaklaşık 8aylık olduğunda elma ve armutu soyup dilimler halinde önüne koyuyorduk ve o şekilde yiyordu. Can 9.ayını doldurduktan sonra ise küçük olmayan meyveleri kabuğuyla beraber kemirebilir duruma geldi. Örneğin elma, küçük armut ya da kırmızı büyük eriği bütün halinde önüne koyduğunda, ısırarak yiyor ve bu sayede diş ağrısı da azalıyor. Aynı şekilde Can meyve saatinde kiraz ve kayısı da yiyor. Onlar küçük meyve olduğu için çekirdeklerini çıkartıp küçük parçalar halinde önüne koyuyorum. Blw hakkında soruların var ise daha önceden sadece blw içeren bir yazı yazmıştım. O yazıyı okumanı tavsiye ederim.
Bebeğinle keyifli ve sağlıklı öğünler yemenizi dilerim.

 

Bebeğimin zekası

Can üç aylıkken sevgilibebek zeka kartları ile tanıştık. O zamandan beri her gün kendi yaşına uygun seriden kart gösteriyoruz. Önce birkaç tane kart ile başladık. Sonra yavaş yavaş gösterdiğimiz seriye yeni kartlardan ekledik. Şu anda, 1yaşa kadar olan kartların hepsine her gün bakıyor, üstelik 3dakika gibi kısa bir zaman aralığında…

Sevgili bebek zeka kartlarını her gün düzenli olarak hızlı hızlı bebeğine göstermen onun algı seviyesini açarak zeka gelişimine katkıda bulunacak. Bu kartlardan satın almak istersen tıkla, bahsettiğim faydaları dışındaki faydalarına da bu linkten ulaşabilirsin.

Bebeğine zeka kartları gösterimi yaparken dikkat etmen gereken noktaları sırasıyla aşağıda yazıyorum.

1.Bebeğin karşında, seni görebilecek bir pozisyonda olmalı. Tamamen yatay pozisyonda olmamalı.
Ben gösterime ilk başladığımda karşıma Can’ı beni görebileceği bir pozisyonda yatırıp(henüz Can oturamıyordu o yüzden araba koltuğunu yemek masamıza koyup Can ‘ı da içerisine yatırıyordum. Bu sayede tamamen yatar pozisyonda olmadan rahatlıkla karşısını görebiliyordu) kendim de ayakta olarak gösterim yapıyordum. Şimdi ise Can yerde oyun halısında otururken karşısına oturup gösterim yapıyoruz.

2.Zeka kartlarına bakacağınız zaman bebeğin aç, uykulu ya da altı dolu veya huzursuz bir şekilde olmamalı. Olabildiğince rahat olmalı. Önerim, uykudan uyandığı saatlerde yapabilirsin. Hem daha sakin oluyorlar hem de ilgi açık şekilde izleyebiliyorlar. Ayakları fazla hareket halindeyse sakinleştirmek için kart gösterimi öncesi klasik/barok müzik çalabilirsin.

3.Bebeğinin ilgisi dağınık olmamalı. O anda kart bakmak istemiyor ise onun için uygun zaman değildir. Başka bir zamanda yeniden dene.

4.Kart gösterimine başlarken her seferinde kartları karıştırman gerekiyor. Yoksa bebeğin kart sıralamasını ezberleyebilir. Bunu istemiyoruz.

5.Kartları gösterirken kartları üstüste koy, yazı tarafları sana bakacak ve şekil tarafları bebeğine bakacak şekilde bebeğinin karşısına geç. Kartları sana doğru taraftan tek tek çıkartıp bebeğine doğru en öne getirerek göstermeli ve oraya koymalısın.

6.Gösterim yaparken seri hareket etmelisin. Oyalanmadan ve detaylı açıklamalara/yorumlara girmeden sadece kartta yazan açıklamayı söyleyerek ilgili kartı arkadan öne getirmelisin. Örneğin köpek resmi varsa köpek deyip kartı öne koymalısın. Köpek havhav der gibi açıklamalar kart gösterimi esnasında yapılmamalı 🤣 çünkü ilgileri çok çabuk dağılıyor ve amacımız bebeğinin ilgisi dağılana kadar olabildiğince fazla şekil görmesini sağlamak.

7.Ses tonun ilgi çekici olmalı.

8.Kartları gösterirken yüzün kapanmamalı. Bebeğin, sen açıklamaları söylerken ağzını da görmeli. Dil gelişimi açısından ağzını görmesi öneriliyor.

9.İlla ki günde şu kadar kart göstermelisin diye bir hedef yok, bebeğinin ilgisi başka bir yöne dağıldığı anda gösterimi kesmelisin.

10.Bebeğinin ilgisi dağılmadığı takdirde en fazla 3dakika boyunca gösterim yapmalısın. Kart gösterimine başlarken sayaç kurup 3dk. dolduğunda bitirebilirsin.

11.Günde bir ya da iki kez 3er dakikalık gösterimler yapabilirsin. Ben genelde günde bir kez ve her gün aynı saat aralığında yapmaya çalışıyordum. Şu anda çalıştığım için günlük kart gösterimini artık annem yapıyor 🤗

12.Bebeğine kart gösterimi yapmadığın saatlerde, oynaması için kartları önüne bırakma. İlgisinin canlı kalması için sadece sen gösterim yaparken izlesin. Bir süre sonra kart saatlerini bekleyecek ve hatta bazen sana bir şekilde hatırlatıyor olacak.

13.İlk birkaç gün boyunca aynı adette kart gösterimi yapıp birkaç gün sonra 2kart daha ekle. Zamana yayarak gitgide daha fazla kart göstermeye çalış.

14.Bebeğin 6aylığı geçtikten sonra yeni bir set (renkli kartlar) ekleniyor olacak. Eski gösterdiğin kartlar her zaman bulunacak ve yeni setten kartları da önce iki adet araya karıştırarak göstermeye başla. İki gün sonra iki adet daha ekleyerek zaman içerisinde tüm seti göster.

15.Bazı günler yoğun geçer, kart seansı yapamayabilirsin. Örneğin biz haftasonu dışardaysak atlayabiliyoruz. Her gün yapamasan da haftanın çoğu gününde yapmaya çalış. Her gün yapamazsan da moralini bozma.

Keyifli kart gösterimleri dilerim
Sevgiyle kal

 

 

Bebek ve kedi/köpek aynı evde olur mu?

Can 2 kedili bir evde doğdu. Ben hamileyken herkes sormaya başlamıştı kedilerimizi(Karam ve Yogo’yu) ne yapacağımızı. “Tabii ki bizimle kalacaklar, onlar da bizim çocuklarımız” cevabımız kimseyi tatmin etmiyordu. Bebeğin başına gelebilecek felaket olasılıkları bir bir sıralanıyordu. Kan aldırırken kan alan kız bile evde kedi olduğunu öğrenince (istenen tahlillerden evde hayvan olduğunu tahmin edip soruyorlar) binbir çeşit senaryoyla kedilerimizi evden yollatmaya çalışıyordu.

Allahtan ben de eşim de gülüp geçiyorduk bu söylenenlere. Belki de, kedili evde bebeğe bir şey olmayacağına inancımız Amerika’da yaşadığımız yıllardan geliyordu. Amerika’da genelde her ailede kedi(ler)/köpek(ler) bulunuyor ve çocuklar hayvanlarla beraber büyüyorlar. Hiç de öyle korktuğunuz gibi bir şey olmuyor. Tabii ki kedileri ve bebeği evde yalnız bırakıp dışarı çıkalım ya da gözlemlemeyelim demiyorum; kediler bir şey yapmıyor ama bebeğe yakın olmak istiyorlar, kokusunu hissetmek ve onunla uyumak istiyorlar. İstemeden zarar vermemeleri için özellikle ilk 6ay bebeğini hep kollamanı tavsiye ediyorum.
Hayvanlarla büyümek bebeğin için hem çok eğlenceli hem gelişimi için de çok faydalı. Can; Karam ve Yogo’nun da katkılarıyla çok erken sosyalleşti, onları izlemeyi çok seviyordu. Karam’ı Can 7aylıkken kaybettik malesef fakat Yogo(kedimiz) şu an onun en sevdiği tüylü arkadaşı. Yogo’yu çağırıyor, o gelince kahkahalarla gülüyor, Yogo kendini temizlerken dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi oturup Yogo’yu inceliyor. Yogo da onu çok seviyor. Muhakkak Can’ın yanına uğrayıp kendini sevdiriyor. Yeni doğduğu ilk 6aylık dönemde Can salonda gündüz uykusunu uyurken Yogo da baş ucunda beklerdi. Ne zaman ki Can uyanıp ağlar ve bağırır Yogo sesten ürker ve bir anda toz olurdu.

Can ilk doğduğunda hastaneden çıkıp evimize gelirken acaba kedilerle ilişkisi nasıl olacak, birbirlerinden hoşlanacaklar mı emin değildim. Kitaplarda yazan; bebeğin eşyasını kedilere koklatma hikayesini hiç yapmadık. Bence onlara zaman tanımak gerekiyor. Kediler ilk önce yadırgadı, Can yenidoğan döneminde ihtiyaçlarını ağlayarak anlatırken kediler çok şaşırıyorlardı, Can’ı izliyorlar ve anlamaya çalışıyorlardı. Geceleri de kedilerin Can’ın yanına atlamamaları için oda kapımızı hep kapalı tutuyorduk. Şimdi ise geceleri Can odasında kapısı açık uyuyor, Yogo odasında kapısı kapalı uyuyor. Yani Can’ın yatağına atlayamacağından emin şekilde uyuyoruz. Bir gün Can gündüz uykusundayken, Yogo’yu Can’ın yatağının ayak ucunda otururken buldum. Görüntüleri izlediğimde gördüm ki önce kalorifere zıplayıp kaloriferden yatağa atlayıp Can’ın başının yanından geçip (dikkatini çekerim başına basarak değil 🤓yanından geçerek) ayak ucuna kıvrılmış. Bir zarar vermedi tabii ki ama tedbiri elden bırakmamak adına gündüzleri de dikkat ediyoruz.

Can emeklemeye başladığından itibaren Yogo’yu kuyruğundan yakalayıp sevmeye çalışıyor. Can’ın avuç içini tutup (yakalamasın diye) yani elini düz hale getirip öyle sevdiriyoruz. Ona dokunmak çok hoşuna gidiyor, “yogo gel” diyor, onu çok seviyor 🙂

Can’ın anneanne ve dayısının evinde de Oskar var, köpeğimiz, onu da arada görme fırsatı olduğu için de ayrıca çok şanslı. Bİzim evde Can Yogo’nun kuyruğuna yapışmasın diye hep tetikte oluyoruz çünkü Yogo ona cevabını yapıştırabilir ama annemlerde Can Oskarlayken hiç müdahale etmiyoruz. Oskar dünyanın en tatlı köpeği ve Can’a asla zarar vermez. Can onu çekiştiriyor, seviyor, inceliyor 😬
Bebeğinin mutlu, huzurlu ve sosyal bir birey olarak yetişmesi için sana tavsiyem bebeğini kedi(ler)/köpek(ler)le büyütmen 🤗