Karşına Çıkan Fırsatlar

Can doğduğundan beri, iki gece üstüste bile evimizden ayrı kalmamıştım. Taa ki agile koçluğu ile ilgili yeni bir iş fırsatı doğana kadar. İş değişikliğim ile birlikte, banka bu konudaki eğitimi alabilmem için 3haftalığına beni Madrid’e gönderdi. Başta benim için hayaldi, 3hafta eşimden, oğlumdan nasıl ayrı kalırım dedim, birlikte gitmek için yollar düşündüm. Ama sonra, akışa bırakmaya karar verdim. İyi ki de öyle yaptım. Canım eşim Girayım olmasa tek başıma bu kararı alamazdım. 3hafta boyunca hafta içi akşamları ve haftasonları Can’la ilgilendi. Tabi bir de sevgili annem, gözüm arkada kalmadan Can’ı bırakıp işe gittiğim gibi gittim Madrid’e de. O kadar yoğun ve bir yandan keyifli 3 hafta geçirdim ki. Program çok yoğundu, hafta içi her gün sabah 9-akşamüzeri 6, çok az aralarla ve bazen ders çıkışı yemeğe kadar da çalıştık. Amerikadan, Meksikadan, ispanyadan meslektaş arkadaşlarım oldu. Hem de amerikalılar master yaptığım Amerikadaki UNA civarından. Dünya o kadar küçük ki.
İyi ki gittim; Giray’ı, Can’ı, büyük ailemdekileri, dostlarımı çok özledim. Özlemek neydi, yeniden hatırladım. Kendimin ve onların kıymetini daha iyi anladım. Koşturmaktan zaman zaman unuttuğum yaşam değerlerimi toparladım, İşim adına büyük şeyler öğrenirken bir yandan global arkadaşlıklar da kurdum. Nasıl ki İstanbuldan Madride giderken ağladıysam, Madridden dönerken de ağladım. Çünkü onları bir daha görür müyüm bilmiyorum. Hepimizin olduğu whatsup grubu kurduk, yılda bir kere görüşmek ve ayrıca meslekte öğrendiklerimizi paylaşmak için etkinlik yapalım dedik. Bakalım yapabilecek miyiz. Çok güzel insanın kendine hedefler koyması. Giray ve Can da beni çok özlemiş. Can özlemeyi bilmiyordu, özlemeyi öğrendi mesela. Her akşam görüntülü konuştuk. Bazen tripli, bazen özlem dolu, bazen sevgi doluydu. Sevgi dolu olduğu zamanlarda sürekli telefonu öpüyordu. Tripli olduğu günler azdı. Genelde evde değillerse hafif tripli oluyordu, ya da ben öyle hissediyordum. Özlem dolu günlerinde de “anne seni özledim”, “anne gel artık” diyordu. En çok sevgi doluydu, sonra özlem dolu, en son tripli diye sıralayabilirim bence. Ona gitmeden kalacağım gün sayısı kadar boş sayfa içeren bir defter bıraktım (boş A4 kağıtları zımbalayarak defter yaptım) her akşam babasıyla bir sayfa boyadılar, defter bitince geleceğimi biliyor ve bekliyordu. Çok etkili oldu, tavsiye ederim.
Bu gezide neye karar verdim biliyor musun, bazen Girayla da böyle kaçabiliriz birkaç gün bir yerlere. Nasıl ki 3 ümüz çok keyifle geziyorsak arada ikimizin baştaşa gezmeye de ihtiyacı var. Can 3 hafta bensiz çok güzel idare etti. 2 gün anne babasız kalabilir. Kendine zaman ayırmayı, kendini geliştirmeyi, geleceğinizi düşünmeyi sakın unutma. Arada bir eşinle başbaşa bir yerlere git ama yemeğe gitmekten bahsetmiyorum. Bir-iki günlüğüne bir yerlere gidin mesela. Benimki gibi bir fırsat karşına çıkarsa, onu da sakın kaçırma. Bu tip durumlar da geliştiriyor insanı, unutma 🤗