Bebek ve kedi/köpek aynı evde olur mu?

Can 2 kedili bir evde doğdu. Ben hamileyken herkes sormaya başlamıştı kedilerimizi(Karam ve Yogo’yu) ne yapacağımızı. “Tabii ki bizimle kalacaklar, onlar da bizim çocuklarımız” cevabımız kimseyi tatmin etmiyordu. Bebeğin başına gelebilecek felaket olasılıkları bir bir sıralanıyordu. Kan aldırırken kan alan kız bile evde kedi olduğunu öğrenince (istenen tahlillerden evde hayvan olduğunu tahmin edip soruyorlar) binbir çeşit senaryoyla kedilerimizi evden yollatmaya çalışıyordu.

Allahtan ben de eşim de gülüp geçiyorduk bu söylenenlere. Belki de, kedili evde bebeğe bir şey olmayacağına inancımız Amerika’da yaşadığımız yıllardan geliyordu. Amerika’da genelde her ailede kedi(ler)/köpek(ler) bulunuyor ve çocuklar hayvanlarla beraber büyüyorlar. Hiç de öyle korktuğunuz gibi bir şey olmuyor. Tabii ki kedileri ve bebeği evde yalnız bırakıp dışarı çıkalım ya da gözlemlemeyelim demiyorum; kediler bir şey yapmıyor ama bebeğe yakın olmak istiyorlar, kokusunu hissetmek ve onunla uyumak istiyorlar. İstemeden zarar vermemeleri için özellikle ilk 6ay bebeğini hep kollamanı tavsiye ediyorum.
Hayvanlarla büyümek bebeğin için hem çok eğlenceli hem gelişimi için de çok faydalı. Can; Karam ve Yogo’nun da katkılarıyla çok erken sosyalleşti, onları izlemeyi çok seviyordu. Karam’ı Can 7aylıkken kaybettik malesef fakat Yogo(kedimiz) şu an onun en sevdiği tüylü arkadaşı. Yogo’yu çağırıyor, o gelince kahkahalarla gülüyor, Yogo kendini temizlerken dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi oturup Yogo’yu inceliyor. Yogo da onu çok seviyor. Muhakkak Can’ın yanına uğrayıp kendini sevdiriyor. Yeni doğduğu ilk 6aylık dönemde Can salonda gündüz uykusunu uyurken Yogo da baş ucunda beklerdi. Ne zaman ki Can uyanıp ağlar ve bağırır Yogo sesten ürker ve bir anda toz olurdu.

Can ilk doğduğunda hastaneden çıkıp evimize gelirken acaba kedilerle ilişkisi nasıl olacak, birbirlerinden hoşlanacaklar mı emin değildim. Kitaplarda yazan; bebeğin eşyasını kedilere koklatma hikayesini hiç yapmadık. Bence onlara zaman tanımak gerekiyor. Kediler ilk önce yadırgadı, Can yenidoğan döneminde ihtiyaçlarını ağlayarak anlatırken kediler çok şaşırıyorlardı, Can’ı izliyorlar ve anlamaya çalışıyorlardı. Geceleri de kedilerin Can’ın yanına atlamamaları için oda kapımızı hep kapalı tutuyorduk. Şimdi ise geceleri Can odasında kapısı açık uyuyor, Yogo odasında kapısı kapalı uyuyor. Yani Can’ın yatağına atlayamacağından emin şekilde uyuyoruz. Bir gün Can gündüz uykusundayken, Yogo’yu Can’ın yatağının ayak ucunda otururken buldum. Görüntüleri izlediğimde gördüm ki önce kalorifere zıplayıp kaloriferden yatağa atlayıp Can’ın başının yanından geçip (dikkatini çekerim başına basarak değil 🤓yanından geçerek) ayak ucuna kıvrılmış. Bir zarar vermedi tabii ki ama tedbiri elden bırakmamak adına gündüzleri de dikkat ediyoruz.

Can emeklemeye başladığından itibaren Yogo’yu kuyruğundan yakalayıp sevmeye çalışıyor. Can’ın avuç içini tutup (yakalamasın diye) yani elini düz hale getirip öyle sevdiriyoruz. Ona dokunmak çok hoşuna gidiyor, “yogo gel” diyor, onu çok seviyor 🙂

Can’ın anneanne ve dayısının evinde de Oskar var, köpeğimiz, onu da arada görme fırsatı olduğu için de ayrıca çok şanslı. Bİzim evde Can Yogo’nun kuyruğuna yapışmasın diye hep tetikte oluyoruz çünkü Yogo ona cevabını yapıştırabilir ama annemlerde Can Oskarlayken hiç müdahale etmiyoruz. Oskar dünyanın en tatlı köpeği ve Can’a asla zarar vermez. Can onu çekiştiriyor, seviyor, inceliyor 😬
Bebeğinin mutlu, huzurlu ve sosyal bir birey olarak yetişmesi için sana tavsiyem bebeğini kedi(ler)/köpek(ler)le büyütmen 🤗

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir