10 yıldır beraber yaşıyorduk, Giray’ın ise 12 yıllık kedisiydin.
Seninle çok güzel anılarımız oldu güzel huylu kedimiz. Sen her zaman çok özel bir kedi oldun. Seninle Amerika’da İlk tanıştığımızda biraz kıskandın beni, ne de olsa babana çok düşkündün ama sonra alıştın, sevdin beni de, “bu da aileden” dedin. Benim senden önce hiç kedi dostum olmamıştı, korkardım kedilerden, kedi gördüm mü karşı kaldırıma geçerdim hatta siyah kedi görünce saçımı çekerdim bazen (batıl inanç); seninle beraber bu korkumu yendim. Amerika’da yakaladığın sincapların haddi hesabı yok. Havada kuş yakalamışlığın bile var. Hunter lakabın vardı senin. Amerika’dan bir kere başbaşa uçak yolculuğu yaptık seninle; hiç unutmam Almanya aktarmasında uçağın kalkmasına çok az zaman vardı bir önceki uçağımız rötar yaptığı için. Sen kutunda elimde havaalanında koşturmaya başladım. Sen kutuda çarpmaya başladın; öyle korktum ki bişey olacak diye, arada durup seni kontrol ediyordum, bakıyordum iyisin başlıyordum tekrar koşmaya. İçimden de düşünüyordum “Giray görse böyle çarptıra çarptıra koştuğumuzu çok kızar” diye. Neyse uçağa sağ salim yetiştik. İşte sen böyle dayanıklı bir kediydin, deniz aşırı yolculuk bile vız gelir tırıs giderdi.
Giray’la tanışmamız, Amerika’dan gelişimiz, Giray’la evlenmemiz, Yogo’nun ve sonrasında Can’ın ailemize katılması gibi dönüm noktalarında hep yanımızda oldun. Amerika’dan Türkiye’ye birkaç kere yolculuk yaptın uçakta bizim yanımızda.
Seni birkaç kelimeyle anlatmamı isteseler; azimli, asil, tuttuğunu koparan, yemek yemeye aşık, her ortama adapte olabilen, güçlü, şifacı, hassas, jaguar, hunter derdim. Kim demiş kediler nankör diye; sen hep iyi davrandın bize; ne zaman bir yerim ağrısa oraya yattın şifa verdin, çok sevdin bizi. Can’a hamileliğimde her gece kucağıma geldin. Can bu kadar pozitif, bu kadar tatlı bir çocuksa muhakkak senin verdiğin pozitif enerjinin katkısı var. Biz de sana elimizden geldiğince iyi bir aile olmaya çalıştık. Bir kusurumuz olduysa affola. Son zamanlarında sana haddim olmayarak kızdığım zamanlar oldu. Sana yansıtmamaya çalıştım fakat hissettirdiysem özür dilerim. Malesef insanlar nankör, kediler gibi saf temiz olamıyor her zaman. 15 Mart 2017 tarihinde aramızdan ayrıldın. Gidişin bile asil oldu canım kedim. Evden kendi kendine kaçmak istedin önce, yakalanınca yemek yemeyi reddettin. Sen ki yemeye aşık.. bir terslik olduğunu anladık. Evde veda etmedin bize. Evde öldüğünü görürsem çok üzülürüm derdim hep, hastayken sen, düşünürdüm bazen ne yapacağız öldüğünü görürsek diye, bunu bilirmiş gibi evde ölmedin asil kedim.
Seni hep eski sağlam günlerindeki gibi hatırlayacağım. İyi ki ömrünün çoğunu ailemizle yaşadın. İyi ki seni tanıdım. Cennette bol bol yemek ye, sincap yakala. Seni çok seviyoruz.