Bebeğimin zekası

Can üç aylıkken sevgilibebek zeka kartları ile tanıştık. O zamandan beri her gün kendi yaşına uygun seriden kart gösteriyoruz. Önce birkaç tane kart ile başladık. Sonra yavaş yavaş gösterdiğimiz seriye yeni kartlardan ekledik. Şu anda, 1yaşa kadar olan kartların hepsine her gün bakıyor, üstelik 3dakika gibi kısa bir zaman aralığında…

Sevgili bebek zeka kartlarını her gün düzenli olarak hızlı hızlı bebeğine göstermen onun algı seviyesini açarak zeka gelişimine katkıda bulunacak. Bu kartlardan satın almak istersen tıkla, bahsettiğim faydaları dışındaki faydalarına da bu linkten ulaşabilirsin.

Bebeğine zeka kartları gösterimi yaparken dikkat etmen gereken noktaları sırasıyla aşağıda yazıyorum.

1.Bebeğin karşında, seni görebilecek bir pozisyonda olmalı. Tamamen yatay pozisyonda olmamalı.
Ben gösterime ilk başladığımda karşıma Can’ı beni görebileceği bir pozisyonda yatırıp(henüz Can oturamıyordu o yüzden araba koltuğunu yemek masamıza koyup Can ‘ı da içerisine yatırıyordum. Bu sayede tamamen yatar pozisyonda olmadan rahatlıkla karşısını görebiliyordu) kendim de ayakta olarak gösterim yapıyordum. Şimdi ise Can yerde oyun halısında otururken karşısına oturup gösterim yapıyoruz.

2.Zeka kartlarına bakacağınız zaman bebeğin aç, uykulu ya da altı dolu veya huzursuz bir şekilde olmamalı. Olabildiğince rahat olmalı. Önerim, uykudan uyandığı saatlerde yapabilirsin. Hem daha sakin oluyorlar hem de ilgi açık şekilde izleyebiliyorlar. Ayakları fazla hareket halindeyse sakinleştirmek için kart gösterimi öncesi klasik/barok müzik çalabilirsin.

3.Bebeğinin ilgisi dağınık olmamalı. O anda kart bakmak istemiyor ise onun için uygun zaman değildir. Başka bir zamanda yeniden dene.

4.Kart gösterimine başlarken her seferinde kartları karıştırman gerekiyor. Yoksa bebeğin kart sıralamasını ezberleyebilir. Bunu istemiyoruz.

5.Kartları gösterirken kartları üstüste koy, yazı tarafları sana bakacak ve şekil tarafları bebeğine bakacak şekilde bebeğinin karşısına geç. Kartları sana doğru taraftan tek tek çıkartıp bebeğine doğru en öne getirerek göstermeli ve oraya koymalısın.

6.Gösterim yaparken seri hareket etmelisin. Oyalanmadan ve detaylı açıklamalara/yorumlara girmeden sadece kartta yazan açıklamayı söyleyerek ilgili kartı arkadan öne getirmelisin. Örneğin köpek resmi varsa köpek deyip kartı öne koymalısın. Köpek havhav der gibi açıklamalar kart gösterimi esnasında yapılmamalı 🤣 çünkü ilgileri çok çabuk dağılıyor ve amacımız bebeğinin ilgisi dağılana kadar olabildiğince fazla şekil görmesini sağlamak.

7.Ses tonun ilgi çekici olmalı.

8.Kartları gösterirken yüzün kapanmamalı. Bebeğin, sen açıklamaları söylerken ağzını da görmeli. Dil gelişimi açısından ağzını görmesi öneriliyor.

9.İlla ki günde şu kadar kart göstermelisin diye bir hedef yok, bebeğinin ilgisi başka bir yöne dağıldığı anda gösterimi kesmelisin.

10.Bebeğinin ilgisi dağılmadığı takdirde en fazla 3dakika boyunca gösterim yapmalısın. Kart gösterimine başlarken sayaç kurup 3dk. dolduğunda bitirebilirsin.

11.Günde bir ya da iki kez 3er dakikalık gösterimler yapabilirsin. Ben genelde günde bir kez ve her gün aynı saat aralığında yapmaya çalışıyordum. Şu anda çalıştığım için günlük kart gösterimini artık annem yapıyor 🤗

12.Bebeğine kart gösterimi yapmadığın saatlerde, oynaması için kartları önüne bırakma. İlgisinin canlı kalması için sadece sen gösterim yaparken izlesin. Bir süre sonra kart saatlerini bekleyecek ve hatta bazen sana bir şekilde hatırlatıyor olacak.

13.İlk birkaç gün boyunca aynı adette kart gösterimi yapıp birkaç gün sonra 2kart daha ekle. Zamana yayarak gitgide daha fazla kart göstermeye çalış.

14.Bebeğin 6aylığı geçtikten sonra yeni bir set (renkli kartlar) ekleniyor olacak. Eski gösterdiğin kartlar her zaman bulunacak ve yeni setten kartları da önce iki adet araya karıştırarak göstermeye başla. İki gün sonra iki adet daha ekleyerek zaman içerisinde tüm seti göster.

15.Bazı günler yoğun geçer, kart seansı yapamayabilirsin. Örneğin biz haftasonu dışardaysak atlayabiliyoruz. Her gün yapamasan da haftanın çoğu gününde yapmaya çalış. Her gün yapamazsan da moralini bozma.

Keyifli kart gösterimleri dilerim
Sevgiyle kal

 

 

Bebek ve kedi/köpek aynı evde olur mu?

Can 2 kedili bir evde doğdu. Ben hamileyken herkes sormaya başlamıştı kedilerimizi(Karam ve Yogo’yu) ne yapacağımızı. “Tabii ki bizimle kalacaklar, onlar da bizim çocuklarımız” cevabımız kimseyi tatmin etmiyordu. Bebeğin başına gelebilecek felaket olasılıkları bir bir sıralanıyordu. Kan aldırırken kan alan kız bile evde kedi olduğunu öğrenince (istenen tahlillerden evde hayvan olduğunu tahmin edip soruyorlar) binbir çeşit senaryoyla kedilerimizi evden yollatmaya çalışıyordu.

Allahtan ben de eşim de gülüp geçiyorduk bu söylenenlere. Belki de, kedili evde bebeğe bir şey olmayacağına inancımız Amerika’da yaşadığımız yıllardan geliyordu. Amerika’da genelde her ailede kedi(ler)/köpek(ler) bulunuyor ve çocuklar hayvanlarla beraber büyüyorlar. Hiç de öyle korktuğunuz gibi bir şey olmuyor. Tabii ki kedileri ve bebeği evde yalnız bırakıp dışarı çıkalım ya da gözlemlemeyelim demiyorum; kediler bir şey yapmıyor ama bebeğe yakın olmak istiyorlar, kokusunu hissetmek ve onunla uyumak istiyorlar. İstemeden zarar vermemeleri için özellikle ilk 6ay bebeğini hep kollamanı tavsiye ediyorum.
Hayvanlarla büyümek bebeğin için hem çok eğlenceli hem gelişimi için de çok faydalı. Can; Karam ve Yogo’nun da katkılarıyla çok erken sosyalleşti, onları izlemeyi çok seviyordu. Karam’ı Can 7aylıkken kaybettik malesef fakat Yogo(kedimiz) şu an onun en sevdiği tüylü arkadaşı. Yogo’yu çağırıyor, o gelince kahkahalarla gülüyor, Yogo kendini temizlerken dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi oturup Yogo’yu inceliyor. Yogo da onu çok seviyor. Muhakkak Can’ın yanına uğrayıp kendini sevdiriyor. Yeni doğduğu ilk 6aylık dönemde Can salonda gündüz uykusunu uyurken Yogo da baş ucunda beklerdi. Ne zaman ki Can uyanıp ağlar ve bağırır Yogo sesten ürker ve bir anda toz olurdu.

Can ilk doğduğunda hastaneden çıkıp evimize gelirken acaba kedilerle ilişkisi nasıl olacak, birbirlerinden hoşlanacaklar mı emin değildim. Kitaplarda yazan; bebeğin eşyasını kedilere koklatma hikayesini hiç yapmadık. Bence onlara zaman tanımak gerekiyor. Kediler ilk önce yadırgadı, Can yenidoğan döneminde ihtiyaçlarını ağlayarak anlatırken kediler çok şaşırıyorlardı, Can’ı izliyorlar ve anlamaya çalışıyorlardı. Geceleri de kedilerin Can’ın yanına atlamamaları için oda kapımızı hep kapalı tutuyorduk. Şimdi ise geceleri Can odasında kapısı açık uyuyor, Yogo odasında kapısı kapalı uyuyor. Yani Can’ın yatağına atlayamacağından emin şekilde uyuyoruz. Bir gün Can gündüz uykusundayken, Yogo’yu Can’ın yatağının ayak ucunda otururken buldum. Görüntüleri izlediğimde gördüm ki önce kalorifere zıplayıp kaloriferden yatağa atlayıp Can’ın başının yanından geçip (dikkatini çekerim başına basarak değil 🤓yanından geçerek) ayak ucuna kıvrılmış. Bir zarar vermedi tabii ki ama tedbiri elden bırakmamak adına gündüzleri de dikkat ediyoruz.

Can emeklemeye başladığından itibaren Yogo’yu kuyruğundan yakalayıp sevmeye çalışıyor. Can’ın avuç içini tutup (yakalamasın diye) yani elini düz hale getirip öyle sevdiriyoruz. Ona dokunmak çok hoşuna gidiyor, “yogo gel” diyor, onu çok seviyor 🙂

Can’ın anneanne ve dayısının evinde de Oskar var, köpeğimiz, onu da arada görme fırsatı olduğu için de ayrıca çok şanslı. Bİzim evde Can Yogo’nun kuyruğuna yapışmasın diye hep tetikte oluyoruz çünkü Yogo ona cevabını yapıştırabilir ama annemlerde Can Oskarlayken hiç müdahale etmiyoruz. Oskar dünyanın en tatlı köpeği ve Can’a asla zarar vermez. Can onu çekiştiriyor, seviyor, inceliyor 😬
Bebeğinin mutlu, huzurlu ve sosyal bir birey olarak yetişmesi için sana tavsiyem bebeğini kedi(ler)/köpek(ler)le büyütmen 🤗

Tırnak Bakımı

Bebek bakımıyla ilgili bugüne kadar en zorlandığın kısım nedir diye sorsalar tırnak kesmek derim. Ayak tırnaklarını kesmeye 6aylık olduğunda falan başlanıyor zaten ve yavaş uzuyorlar sonrasında da ama el tırnakları öyle değil; yeni doğduğunda bile uzun olabiliyor ve yeni doğanın minnak minnak tırnaklarını kesmek hiç de kolay olmuyor.

Zamanla bu işin de üstadı olunuyor zira haftada 2 ya da 3 kere tırnak kesmek gerekiyor fakat Can yeni doğduğu dönemde daha nasıl tırnak kesmem gerektiğini keşfetmemişken bir vukuatımız oldu sana onu anlatayım. Bebek için satılan normale göre daha küt tırnak makasları oluyor, bebek mağazalarında oluyor. Bu tırnak makasıyla Can’ın bir yerini kesmek mümkün değil sanardım ama öyle değilmiş, ne de olsa o da makas. Ben bir gün gözümü kararttım ve keseceğim bu tırnakları dedim hem de Can uyanıkken. Bunun büyük hata olduğunu sonradan anladım. Tırnak kesmede en önemli kural bu işlemi bebek uyurken yapmakta. Ben o gün zar zor 9 tırnağı kestim tam oh bir tane kaldı derken (en sona başparmağı saklamıştım) sonuncu tırnağı keserken Can çok kıpırdandığı için (haliyle 😉 )araya giren eti farkedemedim ve parmağının ucunu da kestim biraz. Sana o andaki korkumu ve endişemi anlatamam, parmağı kanamaya başladı tabi ve Can ağlamaya başladı; ıslak mendille oraya bastırıp sildikçe daha çok kanadı. Bir Pazar günüydü, eşime seslendim panik halde, “hastaneye mi götürsek durmuyor kanama” diyerek, o derece panik olmuşum. Parmağın fotoğrafını çekip görümceme gönderdik(görümcem çocuk dr u) o da “sakin olun bir şey olmaz durur birazdan kanaması, ıslak mendil koymayın” dedi de öyle sakinleştim. O olaydan sonra herkesin dediği gibi Can’ın el tırnaklarını uyurken kesmeye başladım. Yeni doğduğu dönemden beri gündüz saatleri arabasıyla dolaşmaya çıktığımızda Can genelde uyur. Eve dönüşte, arabasından çıkarmayıp evin girişinin orada eğer tırnaklardan kesilecek kıvama gelen varsa tırnak operasyonu yapıyorum. Bebek uyurken eğer ki uykuya daldıysa ve uyanma saati henüz gelmediyse tırnaklarının kesilmesi işlemi sırasında uyanmıyor ama tabi güvence veremem bazen uyanabiliyor 🤗 Zaten genelde her seferinde tüm tırnaklarını kesmek gerekmiyor, sadece uzayanları kesmek yeterli oluyor. Tırnak keserken dikkat etmen gereken ikinci nokta da tırnakları düz kesmek; yani tırtık tırtık sivri yerleri kalmasın ki yüzünü çizmesin.

Yeni doğan döneminde ellerine takılan eldivenlere gelince.. Yanlış hatırlamıyorsam bir tek yeni doğduğunda hastanede kullandık onlardan. Can evde denediğimizde istemedi; bana da onları takmamak daha mantıklı geldi. O eldivenler belki bebeğinin yüzünü çizmesini engelliyor ama örneğin meme emerken memeye dokunmasını da engelliyor. Aynı şekilde kendi ellerini, parmaklarını tanımasını, hissetmesini geciktiriyor. Ben o eldivenleri olabildikçe takmamanı öneriyorum. Takmamanın tek riski bebeğinin yüzünde oluşabilecek çizikler; zira ne kadar tırnak bakımı yapsan da arada bebeğin yüzünü çizebiliyor. Bu çizikler de bir iki gün içerisinde geçiyor.

Tırnak bakımında sana kolaylıklar, bebeğine de yüzü çiziksiz günler dilerim ❤️

Beslenmede Ek Gıdaya Geçiş

Can 6. Ayını doldurduğunda çocuk doktorunun da onayıyla ek gıdaya başlangıç yaptık. Ek gıda konusu hassas bir konu, bebekten bebeğe ve doktordan doktora yöntem değişebiliyor. Ben kendi uygulamamızı anlatacağım, kendi bebeğine uygulamak istersen senin bebeğine uygun mu diye bebeğinin doktoruyla beraber karar vermeni tavsiye edeceğim.

Biz blw ve klasik yöntem bir arada ilerliyoruz. Daha çok blw ama kaşık tanıması adına klasik yöntem destekli. Klasik yöntem dediysem çorba daha hiç yemedi yanlış anlaşılmasın. Çorbalar bir yaşından sonra. Şu anda midesini çorba ile doldurmuyoruz, önce gıdaların tek tek tadını alması gerekiyor. Klasik yöntemden kastım elma ve armut püresi ki onlarda da Can kaşığa saldırıp illa ki kendisi tutmak istiyor. Blw’nin amacı çocuğun büyürken kendi yemeğini kendi yemesine katkıda bulunmak ve onu bu yolda güçlendirmek.

Blw’nin açılımı “baby led weaning” (Türkçe’ye “bebek liderliğinde beslenme” olarak çevriliyor). Bebeğin destekli olarak oturabilir pozisyona geldiğinde bu yönteme uygun önerilen gıdaları uygun şekilde haşlayarak parmak gıda olarak önüne koyman anlamına geliyor.

Blw hakkında daha faZla bilgi almak için şu kitabı okumanı tavsiye ederim. Ayrıca facebook kullanıyorsan “Blw Türkiye” grubuna da üye olmanı tavsiye ederim. Bu yöntemi kullanan anneler bebeklerinin videolarını ekliyorlar; ilk zamanlar sana çok yol gösterici ve moral verici oluyor.
Blw yaparken dikkat etmen gerekenleri özetlemek isterim:

1.Bebeğin henüz destekli oturamıyor ise blw ye başlama. Uygun zamanı bekle. Altıncı ayını dolduran her bebek blw yapabilir diye bir şart yok. Örneğin bebeğin prematüre doğduysa altıncı ayını doldurduktan sonra erken doğduğu hafta kadar haftayı üzerine ekleyip blw ye başlayacağın haftayı hesaplayabilirsin. Doktoruna da danışmayı unutma.

2.Blw yaparken bebeğin mama sandalyesinde dik olarak oturuyor olmalıdır ve sen de hemen yanında oturmalısın. Sakın bu esnada bebeğini yalnız bırakıp içeri gitme, hep yanında dur. Hatta önerilen senin de o yerken bir şeyler yemen. Hem seni gözlemleme şansı oluyor hem daha iştahlı yiyor. Bebeğinin yerken onun önündeki sebze/meyveden az bir parça alıp abartılı seslerle “mmmmm çook güzeeel” diyerek yersen onun daha çok ilgisini çekecektir bu yöntemi de yemediği zamanlarda deneyebilirsin.

3.Blw için önerilen sebze ve meyveler bebeğinin yiyebileceği aya uygun ve mevsimine uygun olarak hazırlanmalı. Örneğin altıncı ayı Nisan ayında dolan ve blw ye başlayan bir bebek için enginar 10dk haşlanarak (ben philips avent bebek için haşlama aparatı kullanıyorum çok memnunum tavsiye ederim) bebeğe verilebilir. Mevsimi olmayan veya bebeğe alerji yapma olasılığı olan sebze ve meyvelerin bebeğe verilmesi önerilmiyor.  Hangi ayda hangi sebze/meyveyi yiyebileceği blw kitabında yazıyor. Çocuk dr un da bu konuda yardımcı olacaktır.

4.Haşlama süresini sebze/meyveye göre kontrol ederek karar ver. Ne çok sert olmalı ne de çok yumuşak. Bebeğin çiğnemesi gereken bir yiyecek olduğunu anlamalı. Baş parmağın ve işaret parmağınla yiyeceği sıkarak damağıyla ezebilecek kıvamda olup olmadığını kontrol edebilirsin.

5.Bebeğine sebze/meyveyi verirken mama sandalyesinin üzerinde hiç bir şey bulunmamasına dikkat et. Tabak üzerine koyarak değil direk mama sandalyesi üzerine koyarak sebze/meyveyi sun.

6.Bebeğine sebze/meyveyi çok küçük ya da çok büyük parçalar halinde kesme. Avucunun iki yanından taşacak büyüklükte olması normal.

7.Bebeğinin ana öğününün emiyorsa süt emmiyorsa mama olduğunu unutma. Ek gıdayı fazla fazla yemesini bekleme. Sebze ve meyveleri tanıması için ona fırsat ver ve zorlama. İstemediği anda kaldır. Masada en fazla 20dk. otursun.

8.İlk hafta sebzelerle başla. Tatlıya hiç baştan alışmasın, onu zaten sevecek. Ben meyvelere sebzelerden birkaç gün sonra başlamıştım.

9.Sıvı gıdaları kaşıkla verme, ona uygun bir bardakla vermeye çalış. Sütünü biberonla içebilir fakat örneğin ben anne sütünden her gün yoğurt yapıyorum(tarif başka bir post konusu); o yoğurdu Can kendi küçük Paşabahçe cam bardağında içiyor. Tabii bardağı ben tutuyorum ama ona da kenarlarından tutması için izin veriyorum. Suyunu da aynı şekilde bardaktan içiyor.

10.Sabırlı ol. Sebze meyvenin tümünü yemesi için ısrar etme. Gerektiği kadarını yiyecektir. Bebeğine güven.

11.Yemek masasında oyun oynama. Onun önüne yemek ile ilgisi olmayan oyuncaklar ya da telefonunu verme. Yemek zamanı yemek yenileceğini anlasın. Yemek masasında yemeği dışında kendi kaşığını ya da diş kaşıyıcılarını verebilirsin(diş çıkarma döneminde çok ihtitç oluyor).

12.Yemek masasında TV açma. Yemek sırasında dikkati dağılmasın.

13.Yemek yerken öksürmeye başlarsa önce ona ağzındakini çıkarması için fırsat ver. Ağzındakini çıkaramıyor gibi olursa masasından alarak kucağında öne doğru yatır (bu konuda ilkyardım videoları izlemeni tavsiye ederim. Umarım hiç gerek kalmaz ama yine de önlem açısından bilmekte fayda var).

14.Bebeğin iki yaşına gelinceye kadar yemeklerine hiç şeker, tuz, salça ekleme. Şekersiz pankek gibi tarifler var onlardan yapabilirsin bebeğin biraz büyüdüğünde. Şeker yemesi hiçbir zaman doğru değil zaten; ama ilk iki sene yememesi şekere alışmaması açısından da kritik. Biz bebekken muhallebi yaparmış annemler, artık muhallebi yerine yoğurt var. Yoğurdu da meyveyle değil sade olarak tüketmeye alışsın.

Can’ın bir günlük ek gıda alım örneği; sabah 09:00’daki süt öğününden yaklaşık yarım saat sonra meyve öğünü var; 13:00’deki süt öğününden yaklaşık yarım saat sonra sebze öğünü var. Akşamüzeri 16:30 gibi yoğurdunu yiyerek günlük ek gıda alımını tamamlıyor. Can’ın yediği sebzeler(avokado dışındakiler haşlanıyor): havuç, brokoli, patates, avokado, bal kabağı, enginar, taze soğan, taze sarımsak, pırasa, kereviz.

Can’ın yediği meyveler: Elma(çiğden rende), armut(çiğden rende), kuru kayısı(haşlıyorum 3dk), ayva(haşlıyorum 10dk).

Sekizinci ay kontrolünde beslenmesine kahvaltı öğünü de eklendi. Kahvaltı öğününde yumurtanın sarısının 8de biri ve ev yapımı peynir yemeye başladı. (Ev yapımı peyniri de yoğurtla beraber ayrı bir postta anlatacağım). Balık ve kıyma da tadımlık yemeye başladı 🤓

Bebeğinle beraber bol keyifli yemekler dilerim. Sevgiyle kal.

Can gelmeden önce

Can evliliğimizin 8.yılında dünyaya geldi. İnsanlara uzun gelirdi bazen bu süre, sorarlardı “çocuk düşünmüyor musunuz?”diye. “Henüz düşünmüyoruz. Zamanını bekliyoruz” derdim. “Hiç bir zaman beklediğin o zaman gelmeyecek; hiç hazır olmayacaksın” demişti bir tanıdığım. O zaman da katılmamıştım bu fikre, hala da katılmıyorum. Can biz ona hazır olduğumuz zamanda geldi. Tam zamanında doğdu. Keşke daha önce doğursaydım hiç demedim.
Can gelmeden bir sene önce bir düşük acımız oldu. Allah kimseye o acıyı yaşatmasın; çok üzüldük. Zor bir süreçti. Sonrasında yeniden bebek istediğimizde ve Can’a hamile kaldığımda aynı şeyi tekrar yaşamaktan korkuyordum. Korkuların gerçekleşebileceğine de inanıyor, bu sefer daha da çok korkuyordum. Korkumu yenmek ve içinde bulunduğum olumsuz durumdan kurtulmak için her korku hissettiğimde olumlama yapmaya başladım. Yaptığım olumlama; geleceği sırasıyla gözümün önüne getirmek idi. Sırasıyla aşağıdaki adımları gözlerimin önüne getiriyordum.
1.Kendimi hamile hayal ediyordum. 2.Doktorumu görüyordum, “En riskli dönemi geride bıraktın, artık daha rahat” diyordu. 3.Karnımı iyice büyümüş görüyordum, ama karnımın kocaman olmasına rağmen her zamanki gibi hareketliydim ve eşimle gülüşüyorduk.
4.Bebeğimiz sağlıkla doğuyordu.
5.Bebeğimiz emekliyordu, ben de peşinden koşturuyordum.
Bu olumlamayı her yaptığımda yaşadığım korkuyu unutuyor, olumlu bir ruh haline giriyordum.
Eğer ki bebeğin olsun istiyorsan;
1.Eşin de sen de gerçekten hazır olmalısınız. Biriniz henüz hazır değil ise doğru zamanı beklemelisiniz.
2.Olumsuz duygularından arınmaya çalışmalısın. Benimki gibi olumsuz bir anın mı var, olumsuzluk ve korku hissettiğin her an olumlama yapmalısın.
En başta çok sık bu duyguları hissedip olumlama yaptığında çok fazla yaptığına üzülmemeli; içinde bulunduğun durumun gitgide olumluya döneceğine ve olumsuz ruh halinden bir gün kurtulacağına inanmalısın.
3.Eğer ki doktorun izin verirse hamile yogası yapabilirsin. Yoga hem olumsuz duygularını nötrleştirmeye yardımcı olacak hem de hamilelik döneminde daha hareketli, daha huzurlu ve daha mutlu olmanı sağlayacaktır. Can’ın böyle huzurlu bir bebek olmasında 39. Haftaya kadar yaptığım yoganın çok faydası olduğuna inanıyorum.
4.Sevdiklerinden ve hayvan dostlarından yardım alabilirsin. Kedin, köpeğin varsa bu dönemde enerjileri ile hep karnına yakın olmak isteyeceklerdir; dikkatli olarak onlara izin verebilirsin.
5.Her gün aynı klasik müziği dinleyebilirsin. Bebeğin doğduğunda bu müziğe aşina olacaktır ve en çok o müzikle rahatlayabilir.
Bu özel dönemi olabildiğince keyifle, neşe ve coşku içinde geçirmeni dilerim. Unutma ki sen ne kadar rahat, huzurlu ve mutlu bir hamilelik dönemi geçirirsen bebeğin de karnında o kadar rahat eder ve doğduğunda da huzurlu bir bebek olur.
Sevgiyle kal ❤️

Bebeğinde uyku düzeni ve uyku hakkında merak ettiklerin

Yeni doğan bebeğin için dünya çok değişik bir yer ve gece uyumak yerine gündüz uyukluyor çoğu zaman, öyle tahmin ediyorum. Hatta belirli bir zaman dilimi var, örneğin Can için bu aralık öğleden sonra üç ile beş arası idi. O saat aralığında top patlatsan uyanmazdı. Uyansın da gece uyusun diye altını açardım ya da yüzünü bile yıkadığım oldu mesela ama nafile uyumaya devam ederdi.

İlk bir ay için gece gündüz ayrımını bilmemesi çok normal. Göbek bağı düştüğünden itibaren sana önereceğim rutini uygularsan bebeğinin uykuya geçişini kolaylaştıracağını ve uzun uyumasına yardımcı olacağını düşünüyorum. Tabi lütfen sabaha kadar kesintisiz uyumasını bekleme 😁🐞 O daha minik bir bebek; gece boyunca çok toiletini yapacak ve acıkacak. Belki şanslıysan sabaha kadar da uyuyabilir fakat yeni doğduğunda değil; ona birkaç ay zaman tanı. Gece uyandığında önce altını değiştir; gece boyunca çok çiş yapıyor olacak, sonra da karnını doyur ve gazını çıkar. Sonrasında tekrar yatırabilirsin.

Uyku düzenini oluşturmak için bebeğine akşam uykusu öncesi aynı rutini her gün aynı saatte uygulaman gerekiyor. Bebeğin bu sayede bir sonraki adımı bildiğinden biraz sonra uyuyacağını anlayabiliyor.

Bizim uyku öncesi rutinimiz şu şekilde:

1.Eşim ile Can’ı her gün saat 20:00’de yıkıyoruz. Yıkamak dediysem her gün şampuan kullanmıyoruz, bebeğinin cildi çok hassas haftada bir kez şampuan kullanman yeterli, bizim Pazar geceleri şampuan gecemiz. Çok gerekmedikçe diğer günler şampuan kullanmıyoruz.

2.Altına temiz bez bağlayıp uyku tulumunu giydiriyoruz. (Bu arada uyku tulumu olarak 6. Ay sonrasında Nana pazen uyku tulumunu kullanıyoruz. Çok rahat, tavsiye ederim; bebeğin üşümüyor, terlemiyor ve rahatça yüzüstü dönebiliyor).

3.Emzireceğim odayı loş hale getiriyoruz.

4.Odada klasik müzik çalıyoruz.

5.Eşim Can’ı getiriyor ve emziriyorum. Emzirme esnasında uykuya dalıyor fakat arada gaz gelince ağlıyor, gazını çıkartıyorum. Sonra diğer memeden emiyor. Emme süresi yaş aralığına ve o günkü süt miktarına göre değişiyor. Süreyi bebeğinin ayarlamasına izin ver.

6. Uykuya dalıyor ancak muhakkak gaz çıkarıyoruz. Duruma göre en az 10, en fazla 20 dk boyunca gaz çıkartıyoruz. (Gaz konusu başka bir post konusu o yüzden detaya girmiyorum).

7.Yatağına yatırıyoruz. 7. Aydan sonra yatağına yatırdığımızda Can yan dönmeye başladı. Sol yanına yatıyor bazen de yüzüstü dönüyor. İstediği şekilde yatmasına izin veriyoruz.

Bu rutini her gün bir engel olmadıkça muhakkak uyguluyoruz. Aşı olduğu günlerde suya girmesi yasak olduğunda banyo adımını atlayarak diğer adımları uyguluyoruz.

Bu yöntemin tek dezavantajı eğer ki 20:00’yi biraz geçe eve gelirsen ya da uyku öncesi rutinine geçişin biraz gecikirse bebeğin acaip huysuzlanıp bir an önce uykuya dalmak isteyebilir; gözlerini ovuşturup ağlayabilir ama bu da iyi bir şey aslında çünkü gelişimi açısından bebeğinin geç saate kalmadan uykuya dalmış olması gerekiyor. Bence ideali 20:00 ya da en geç 20:30 da uyku rutinine geçiş yapmış olması 🤗

Uyku için kullandığımız eşyalardan da bahsetmek istiyorum. Biz çok faydasını gördük, sen de faydalan isterim.

1. Doğumdan sonraki ilk 6 ayda sizin odada kullanmak için anne yanı beşik. İlk aylarda bebeğin ağlar ağlamaz onu kucağına alıp sakinleştirmen, hemen ihtiyaçlarını karşılaman çok önemli. Yatağınızda sizinle yatması tehlikeli olacağından bu beşikler çok işe yarıyor. Ben bizimkinden çok memnun kaldım, Can’ı yerimden kalkmama bile gerek kalmadan kolumu uzatarak alabiliyor olmak çok rahattı.

2. Doğumdan sonraki 4-5 ay için kullanmak için Cocoonababy bebek yatağı. Bebeğin ilk zamanlar uykusunda sıçramalar yaşayabilir; bu yatak sıçramaları azaltarak bebeğinin kendi yüzüne dokunabilmesini ve aynı uterus içerisindeyken yaptığı gibi ellerini ağzına götürebilmesini sağlar. Aynı zamanda özel yapısından dolayı; reflü problemini azaltır, yassı kafa sendromunu azaltır, uykusunun daha uzun süreli ve daha kaliteli olmasını sağlar. Biz bu yatağı anne yanı beşiğin üzerine koyarak kullandık, aşağıya örnek bir fotoğraf ekliyorum.

image

3. 6.Aydan sonra bebeğin kendi odasında yatabilir. Biz Can’ı 5buçuk ile 6ay arasında odasına geçirdik, yaklaşık bir hafta yatağında rahat mı diye gözlemlemek için odasına koyduğumuz yatakta uyuduk. İyi olduğuna emin olunca yani Can 6. Ayını doldurduğunda odasında yalnız uyumaya başladı. Odasında kullandığımız bebek yatağı hem uzun süre kullanışlı(10 yaşına kadar büyüterek kullanabileceğiz) hem şık hem de sade. İlk başta içine cocoonababy bebek yatağını koyarak kullandık(Can ondan çok zor ayrıldı, üzerinden dönecek kıvama gelinceye kadar onda yattı. Yaklaşık 6buçuk aylığa yakınken onu çıkardık direk yatağında uyumaya başladı).

Mışıl mışıl uykularınız olsun..

Emzirme Dönemi Hakkında Merak Ettiklerin

Can’a hamileyken bir duam vardı “Allahım sütüm bol olsun, bebeğim de bol bol emsin” diye, çok şükür öyle de oldu. Can şimdi 8 aylık ve hiç mama kullanmadan bugünlere geldik, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği gibi 2 yaşına gelinceye kadar da emzirmeye devam etmek istiyorum.

Can iri doğan bir bebek maşallah ve gelişimi de hep yaşıtlarına göre önden oldu, bu tip iri bir bebek bile ek mama yardımı olmadan sadece anne sütüyle ilk 6 ayını geçirebilir, sonrasında da ana öğün olarak emzirmeye devam ederken ek gıdaya başlayabilir. Ek gıda konusu başka bir yazımın konusu; ben bu yazımda sana emzirme döneminden ve sütünü nasıl arttıracağından bahsetmek istiyorum.

Dünya Sağlık Örgütü, Amerikan Pediyatri Akademisi, Amerikan Jinekoloji Akademisi, Kanada Pediyatri Akademisi, UNICEF gibi tıp otorite kurumları ilk 6 ay bebeklere sadece anne sütü verilmesi konusunda hem fikirler. Ben de Can’a ilk 6 ay sadece anne sütü verdim. Tabii ki bu süreç her zaman toz pembe olmadı. Can yeni doğduğunda da çok iştahlı bir bebekti, ne zaman istese emziriyordum ama çok canım acıyordu. Ben gece uykusuna çok düşkünümdür, gecesi gündüzü olmayan bir bebek (her yeni doğan gibi) ve sürekli emmek istiyordu.

Bu süreçte neler mi yaşayacaksın?

1.Memelerin başta çok acıyabilir, eğer acırsa sakın korkma bir kaç gün en fazla bir hafta içerisinde acı hissetmemeye başlayacaksın. Sabırlı ol, geçecek. Ben ilk günlerde çığlık atıyordum ve gözümden yaş geliyordu; bir hafta sonrasında acısız olacak, benden sana garanti. Bebeğini emzirmeye devam et.

Memelerin acımayadabilir, emziren bir arkadaşım ilk günde bile hiç acı hissetmediğini söyledi. Belki senin de hiç acımayacak, kendini şartlandırma.

2. Sakın iki saatte bir emzirmem lazım gibi kalıp hatalara düşme. Bebeğini her meme istediğinde emzirmen gerekiyor. En başta on dakikada bir bile olsa… Bebeğin sadece aç olduğu için emmek istemiyor; güvende kalmak için, annesinin tenini ve kokusunu hissetmek için, yorulduğu için gibi sebeplerle de meme emmek ya da memede uyumak istiyor. Ona izin ver. Özellikle ilk üç ay bebeğin ne zaman isterse hemen emzirmeye çalış.

3. Emzirme sürelerin birbirinden farklı olacak, buna çok fazla takılma. Yani örneğin sağ memeden 5 dk emdi yoruldu, sonrasında sol memeyi sordun ondan 3dk emdi yoruldu. Olabilir..

4. Tek bir emzirme seansında tek memede 35dk kaldıysa o memede süt bitmiştir, diğer memeye geç. Tek memede en az 2dk en fazla 35 dk kalsın. O daha yeni doğduğu için meme emmek zor gelebiliyor; bazen uyuyakalabiliyor, uyurken emebilir bazen de derin uykuya geçip ememez. Duruma göre karar ver, çok derin uyuyorsa memeden çıkar, hem uyuyor hem emiyorsa 35 dk olmadıysa bırak kalsın.

5. Sakın akşamları mama verme. Daha çok uyumak adına ya da bebeğin daha uzun uyusun diye mamaya başlama. İnan bana onun için en faydalı gıda anne sütü. Zaten zamanla uykusu düzene girecek. Sabırla ilk bir ayın geçmesini bekle ve bu süreçte ne zaman emmek isterse onu emzir. Eğer her şey yolunda fakat sen oldu da mamaya başladıysan da üzülme; mamayı yavaş yavaş azaltarak kesmeye çalış. Süt sorunun yok ise bebeğine en çok yarayacak şey senin sütün unutma.

6. Destek istemekten çekinme. Bu süreç zor bir süreç; eşin, annen, kayınvaliden gibi sevdiğin ve destek olabileceğine inandığın tüm yakınlarından destek iste. Bu süreçte bebeğinin en çok sana ihtiyacı var, senin de iyi olman için desteğe ihtiyacın olacak.

Şimdi gelelim sütünün artması için neler yapabilirsin, biraz da onu konuşalım istiyorum.

Sütünün artması için:

1. Stres yapma. Şükret. Dua et.

Stres mi oldun çık biraz hava al, bebeğini bir yakınına bırak on dakika dolaş gel, ya da tak bebeğini de önüne beraber dolaşın. Ya da hemen orada hayal kur. Ben bazen sütüm az mı acaba, Can doyuyor mudur diye stres olurdum.  Hem de Can iyi kilo aldığı halde bazen bu his gelirdi, az emmesinden ya da herhangi bir huzursuzluğundan ötürü. O anda hemen gözlerimi kapatır ve Can’ın kana kana emdiğini hayal ederdim “bol bol sütüm var, Can bol bol emiyor” derdim. Başın sıkıştığında bu olumlamayı yap, aklına geldikçe de yap. Sütünü arttıracak, faydasını göreceksin.

Moralini bozan kişiler olabilir bazen; “acaba doymuyor mu çok kısa aralıklarla emiyor” ya da “neden ağlıyor doymadı galiba” gibisinden yorum yapabilirler. Bir kulağından girip ötekisinden çıksın. Böyle bir yorum sonrası çok strese kapılırsan kendini denizde hayal et. Denizde deniz yatağı var ve sen üzerinde uzanıyorsun, bırak tüm stresini denize..

2. Günde 3lt su iç. Anne sütünün yaklaşık %85 i su ve sütünün bol olması için bol su içmeye ihtiyacın var. Özellikle emzirme esnasında da su iç.

3. Bu dönemde dengeli beslen. Her gün muhakkak protein, karbonhidrat, meyve, sebze tüket. Aşağıdaki gıdaları bu süreçte muhakkak tüket. Ben çok faydasını gördüm.

3.1.Kıymalı mercimek yemeği ve yanında kırmızı soğan

3.2.Vitamalt (eczanede satılıyor bu markayı al bunun tadı güzel) her gün bir tane iç

3.3.Humana Still Tea (eczanede ya da ebebekte satılıyor günde 3kez yemeklerden sonra içebilirsin. Hem seni rahatlatacak hem bebeğini).

3.4.Boza

3.5.Tarhana çorbası

3.6.Yumurtalı patates

3.7.Havuç salatası rendele içine zeytinyağı ve limon koy

3.8.Kaymak, peynir, yoğurt, süt, tereyağı

3.9.Soda iç (günde 1adet)

3.10.Her gün bir kase meyve kompostosu iç.

3.11.Her gün bir yumurta muhakkak ye.

3.12.Balık ye.

3.13.Koyu yeşil yapraklı salatalardan bol bol ye (roka özellikle)

3.14.Ceviz, badem, kuru kayısı, kuru incir ye.

4.Bol bol emzir.

5.Sütünü sağ.

Bebeğin ilk zamanlar çok iyi ememeyebilir. Sen o emdikten sonra  memendeki kalan sütü sağ ve annesütü saklama poşetlerine koyup üzerlerine tarih ve miktar yazarak buzluğa koy. Buzlukta 3ay ömürleri var.

Sadece ilk zamanlar değil sütünü sık sık günde bir kez bile olsa sağmaya çalış ama bu işlemi bebeğin emmeden önce yapma.

6.Emzirme pozisyonu olarak değişik şekiller denemeye çalış. Sonunda en rahat ettiğiniz pozisyonu bulacaksınız. Kendine ve bebeğine güven.

Bizim Can’la emzirme pozisyonumuz tanıdıklarımıza çok değişik geliyor, hiç böyle emziren bebek görmediklerini söylüyor bazıları. Can bir gün emerken kendini memeye doğru döndürüverdi ve çok rahat etti, o günden beri de hep öyle emiyor. Bizim poziyon da aklında olsun denemek istersen. Arkana iki yastık alıp uzan, bacaklarını da kanepeye uzat. Bebeğini sana doğru bakacak şekilde onun dizlerini senin dizlerine daya ve üzerine bırak. Bu şekilde hem bebeğin ağzı midesinden yukarda (reflü sorununa karşı) hem de senin bebeği kollarınla tutman gerekmiyor(ağır bebekler için ideal). Bu emzirme pozisyonu özellikle ikiz bebekleri aynı anda emzirmek için öneriliyor.

7.Bebeğini bol bol giy. Babywearing denen yöntemde doğumdan itibaren kullanabileceğin sling ve kanguru modelleri var, kendine bunlardan al ve ilk zamanlar evde dolaşırken bile onunla bu şekilde tak ve gez.Bebeğinle ten tene temasınızın süt üretimini arttırmada etkisi oluyor.

8.Bu dönemin tadını çıkar ve hep olumlu olmaya çaba göster. Çok çabuk büyüyorlar.

image

 

Doğum Çantasının İçinde Olması Gerekenler

Can’ın doğumu için hazırlanırken, doğum çantasının içine koymam gerekenlerle ilgili araştırma yaptığımda çok fazla eşya önerildiğini gördüm ve deneyimim sonrasında bu konuya açıklık getirmeye karar verdim.

Bebek için:

  1. Bir adet yeni doğan takım ( hastane zaten orada kaldığın süre boyunca kendi verdiği bebek kıyafetlerinin kullanılmasını şart koştuğu için bu yeni doğan takımı muhtemelen hastaneden çıkarken bile kullanmayacaksın o yüzden boşu boşuna iki adet alma derim).
  2. Ultra Prima Premium Care Bez (Hastanede bu da veriliyor ama yedek olarak konabilir).
  3. Pamuklu battaniye
  4. Emzik (soother)
  5. Biberon (Medela marka)

Anne için:

  1. Doğumu haber vereceğin kişilerin listesi hazır olsun. Haber verme görevi için eşini ya da eşin yanında bulunmayacaksa doğum sırasında yanında olacak kişiyi görevlendir.
  2. Doğum fotoğrafçısı düşünüyorsan ona haber vermeyi unutma 🙂
  3. Üç adet pamuklu/rahat emzirme geceliği. (Oysho)
  4. Bir adet sabahlık (Oysho)
  5. Emzirme sütyeni
  6. Bir paket göğüs ucu pedi (Lansinoh)
  7. Göğüs ucu nemlendiricisi (Lansinoh)
  8. Birkaç adet çorap
  9. Terlik (Crocs çok rahat )
  10. Kullan at külotlardan bol bol al, malum 40 gün kanama oluyor (Mothercare)
  11. Makyaj malzemeleri (doğum sonrası fotoğraf çekimi için gerekli)
  12. Saç fırçası
  13. Diş fırçası
  14. Vitamalt (Eczaneden bu markayı al. Başka marka önerirlerse alma tadları çok kötü diğer markaların. En iyisi Vitamalt. Doğum sonrası hemen içmeye başla. Günde bir adet)
  15. Stilltea (Eczaneden ya da ebebekten alabilirsin. Bu çaya ben mucize çay diyorum. Günde üç kez yemeklerden sonra içebilirsin. Tadı güzel ve bebeğin gazına iyi geliyor).
  16. Eve giderken giymek için rahat bir tayt ve üzerine gömlek (Hamileyken giydiğin tayt olabilir. Malum kilolar bebek çıkınca hemen gitmiyor :))
  17. Süt pompasını hastahaneden kirala. Hastaneye gider gitmez bu konuyu araştır. Elektrikli olan süt pompalarının fiyatı yüksek, bu şekilde kiralama yöntemi kullanılıyor. Tabii ki bu yöntemde sadece elektrikli bölüm kiralanıyor, senin süt sağdığın ve sütün içinden geçen biberon steril ve sana özel yeni alıyorsun.
  18. Emzirme örtüsü (hastane için çok gerekli değil ama kalabalık olur ve emzirmek isterken rahatsız hissedersen kullanabilirsin belki. Bunu daha çok eve çıktıktan sonra dışarı gezmelerde kullanacaksın).